Hissedilen Anlam ve Odaklanma – Gendlin

odaklanma - hissediilen anlam

“Hissedilen Anlam” (Felt Sense) yaklaşımı, Amerikalı filozof ve psikoterapist Eugene Gendlin tarafından geliştirilmiş, bedensel duyumlar aracılığıyla içsel bilgeliğe erişmeyi sağlayan güçlü bir pratiktir. Gendlin’e göre “hissedilen anlam”, bir durum veya problemle ilgili olarak bedende hissedilen, henüz kelimelere dökülmemiş, belirsiz ama tüm olayın özünü içeren bir duyumdur. Ne bir duygu, ne bir düşünce, ne de bir fiziksel algı; bunların hepsinin bir bileşimi ve daha fazlasıdır.

Hissedilen Anlam (Felt Sense) Nasıl Yapılır? (Odaklanma Egzersizi)

Bu egzersiz, sakin bir ortamda, dikkatinizi iç dünyanıza yöneltmek için yapılır. Yaklaşık 15-30 dakika ayırabilirsiniz.

Adım 1: Alan Açma (Clearing a Space)

  • Hazırlık: Rahat bir pozisyonda oturun veya uzanın. Gözlerinizi kapatmak isteyebilirsiniz. Dikkatinizi nazikçe bedeninize yönlendirin. Nefesinizi fark edin.
  • Sorunları Gözden Geçirme: Zihninizde şu anda sizi meşgul eden tüm endişeleri, görevleri, sorunları kısaca gözden geçirin. Her birini zihninizde adlandırın (örneğin, “iş stresi”, “ilişki meselesi”, “yapılacaklar listesi”).
  • Mesafelenme: Her bir sorun için kendinize sorun: “Şu an bunlardan hangisi tam olarak burada, benimle birlikte bedensel olarak hissediliyor?” Muhtemelen hepsi bedende bir yerlerde hissedilecektir.
  • Yan Yana Koyma: Şimdi bu sorunları zihninizde bedeninizin dışında bir yere, sanki karşınıza koymuş gibi yan yana dizin. Bu, onlardan bir an için uzaklaşmanıza ve zihninizi boşaltmanıza yardımcı olur. Kendinize, “Bunlar orada, ben buradayım,” diyebilirsiniz. Onları şu an için bırakmaya niyet edin.

Adım 2: Hissedilen Anlamı Yakalama (Getting a Felt Sense)

  • Tek Bir Konuya Odaklanma: Kenara koyduğunuz sorunlardan birini seçin (genellikle en çok sizi meşgul edeni veya ilginizi çekeni). O konuyu tekrar zihninize getirin.
  • Bedene Yönelme: Şimdi tüm dikkatinizi bedeninizin merkezine, genellikle göğüs, karın veya boğaz bölgesine odaklayın. Bu konuyla ilgili bedensel olarak nasıl bir his duyumsuyorsunuz?
  • Kelimelerden Önce His: Bu hissi tanımlamaya çalışmayın, sadece orada olmasına izin verin. Ne bir duygu (üzüntü, öfke) ne de bir düşünce (bu haksızlık) değil, bunların ötesinde, bu konunun “tümünü” içeren bedensel bir duyum arayın. Bu, belirsiz, hafif, bulanık bir “orada olma” hissidir. Bir “his torbası” gibi düşünebilirsiniz.

Adım 3: Hisle Karşılaşma (Finding a Handle)

  • Hisle Kalma: Bedende hissettiğiniz bu belirsiz “hissedilen anlam” ile nazikçe kalın. Ona merakla yaklaşın.
  • Kelimelerle Eşleştirme: Şimdi kendinize sorun: “Bu his nasıl bir his? Ona bir kelime, bir ifade, bir imge, bir kalite verebilir miyim?”
    • Örnekler: “Sıkışık bir his mi?”, “Boğucu mu?”, “Gergin mi?”, “Ağır mı?”, “Bir düğüm mü?”, “Bir boşluk mu?”, “Bir titreme mi?”, “Bir renk mi?”, “Bir ağırlık mı?”, “Dikenli bir şey gibi mi?”
    • Amacınız hissi “adlandırmak” değil, hisse “uygun” düşen bir kelime, bir “sap” (handle) bulmaktır. Kelime tam uymuyorsa, “tamam, bu o değil, başka ne olabilir?” diye devam edin.

Adım 4: Resonans Kontrolü (Resonating)

  • Tekrar Kontrol: Bulduğunuz kelimeyi, ifadeyi veya imgeyi tekrar bedendeki hissedilen anlamla eşleştirin. Kelimeyi içsel olarak söyleyin ve bedendeki hissin nasıl değiştiğini gözlemleyin.
  • “Evet” Hissi: Eğer bulduğunuz kelime hisle gerçekten eşleşiyorsa, bedende hafif bir “evet” hissi, bir “oh, işte bu!” gibi bir rahatlama veya bir derinleşme hissedersiniz. Buna “rezonans” denir. Eğer bu his oluşmazsa, kelimeyi bırakın ve yeni kelimeler aramaya devam edin.

Adım 5: Gelişme (Asking for More)

  • Soru Sorma: Rezorans gösteren bir kelime bulduğunuzda, hissedilen anlama nazikçe sorular sorun:
    • “Bu hissin bu kadar ‘sıkışık’ olmasının altında yatan ne var?”
    • “Bu ‘düğüm’ bana ne söylemek istiyor?”
    • “Bu hissin bu kadar ‘ağır’ olmasının sebebi ne olabilir?”
    • “Bu hissin benden istediği bir şey var mı?”
    • “Bu his hakkında başka ne var?”
  • Cevabı Dinleme: Zihinsel olarak cevap aramayın. Cevabın bedensel duyumlar, yeni kelimeler, imgeler veya ani bir içgörü şeklinde kendiliğinden ortaya çıkmasına izin verin. Genellikle bu soruları sorduktan sonra hissedilen anlamda bir değişim, hafif bir rahatlama veya yeni bir “sap” ortaya çıkar.

Adım 6: Bedenlenme (Embodying/Receiving)

  • Değişimi Fark Etme: Hissedilen anlamdaki değişimleri, onun çözülmesini veya dönüşmesini fark edin.
  • Şefkatli Kalma: Tüm bu süreç boyunca kendinize karşı nazik ve şefkatli olun. Yargılamadan sadece deneyimleyin.
  • Sonlandırma: Çalışmayı sonlandırdığınızda, bedeninize ve o anki halinize teşekkür edin. Gözlerinizi yavaşça açın ve an’a geri dönün.

Önemli Notlar:

  • Sabır ve Naziklik: Hissedilen anlam, aceleyle veya zorlayarak yakalanamaz. Tıpkı önceki metindeki gibi, “yumuşaklık” ve “sabır” anahtardır.
  • Yargılamama: Ortaya çıkan hiçbir hissi, düşünceyi veya imgeyi yargılamayın. Sadece fark edin.
  • Küçük Adımlar: Her zaman büyük bir “aydınlanma” beklemeyin. Bazen sadece hafif bir rahatlama, bir kelime veya yeni bir perspektif bile yeterlidir.
  • Güvenli Ortam: Bu egzersizi yaparken kendinizi güvende hissettiğiniz bir ortamda olun. Yoğun duygular ortaya çıkarsa, kendinizi “topraklama” egzersizleriyle (ayaklarınızı yere sağlam basma, bedeninizi hissetme) tekrar güvende hissetmeye çalışın.
  • Profesyonel Destek: Eğer travmatik bir geçmişiniz varsa ve bu egzersizler sırasında bunaltıcı duygular yaşıyorsanız, deneyimli bir terapist veya danışman eşliğinde çalışmak daha güvenli ve etkili olabilir.

“Hissedilen anlam” ve odaklanma yaklaşımı, zihinsel sorunlara sadece bilişsel (düşünsel) olarak değil, bedensel ve duyumsal düzeyde de yaklaşarak daha derin ve kalıcı değişimler sağlamayı hedefler.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir